YANKI
Susturamadıklarımız vardır ya saklı kalanlarda, sessiz çığlıklarla hapsolur acılarımıza
An gelir feryat figan etmek isteriz de biliriz kime ne fayda…
İnsan susuyorsa yanmıştır biliyordur, edebin örtüsünde gönlünü dinliyordur.
Hem anlatmak dinleyende can bulmuyorsa, ne fayda sözlerin boşluktaysa…
Oysa boşluk bile yeri gelir karşılık verir sana
Bu yüzden belki daha anlamlıdır boşluğa dökmek içini
Duyarsın her sözün yankısını ummadığın anda
Boşluk söz olur, söz köz olur, yanar kelimeler yankılarda.
Çarpar sert dağlara da geri döner aslına
Kendi sesini duyduğun anda işler kelimeler gönlünün hafızalarına
Ne derin bir geri dönüştür o yankı boşlukta, duydukça sesini daha da bağırırsın,
Sanki bağırdıkça susturamadıkların hapsoluşundan kurtulur,dağılıverir her yana.
Rahatlarsın bir an ama sonra anlarsın ki
Daha şiddetli bir geri dönüşle döner sözlerin
Sert kayalara , dağlara çarparak daha da acıyla tanışarak ve o saklı kalan susturamadıkların
Kendi sesinle ,seslenişline döner sana yine yeniden.
Gariptir kendi sesini duymakbir anada bir yabancı gibi
Sözler bizden çıkar bize döner , gerçeği yüzüne vuru gibi.
Anlatılmaz yaşanan kalır derinde bir acı
Tüm bu acılar ve susturamadıklarımız sanki derinlerde bir yerde bir hancı
Kovarsın haykırırsın döner geri
Ne handan geçer ne senden, sözler boşlukta birer algı.
Söz önce dağılır boşlukta her yerde aynı tını duyulur
Sonra sanki senin sesin değilmiş gibi bir ses duyulur uzaklarda
Sana gerçeği söyler senin dilinde, o an algılarsın sözün tılsımını
Ne hapsolmuşsa gönlünde açığa çıkmıştır bir sözünle …
Sessiz çığlıkların haykırış olmuştur kendi dilince
Uzaklardaki ses seni sana getirince anlarsın
Gerçeğe çarpıp duran geri dönüşlü bir sancı
İnsanın kendiyle karşılaşmasıdır YANKI